Diyabetik ketoasidoz (DKA) insülin eksikliği veya var olan insülinin kullanılamaması ile oluşur. Vücut yeterli enerjiyi karşılayabilmek için insülin yardımı ile glukozu hüzcerelerin içine koyar. Eğer vücutta insülin yoksa veya kullanılamıyorsa vücut enerjisi karbonhidratlardan alamaz ve yağ parçalamaya başlar. Yağlar parçalandıkça ortaya keton asitleri çıkar. Kan şekeri 250 üstüne çıktığında bu durumun gelişme olasılığı artar.
Diyabetik ketoasidoz glikoz, yağ ve protein metabolizmalarının kompleks bir bozukluğudur. Belirti ve bulgular öncelikle karbonhidrat ve yağ metabolizması bozukluğuna bağlıdır. DKA Tip 1 diyabetli hastalarda ortaya çıkarsa da, bazı özel durumlarda Tip 2 diyabetlilerde de görülmektedir. Diyabetlilerin yoğun bakıma yatış nedenlerinin %5,4 ünü oluşturmaktadır. DKA’dan ölüm oranı tüm diyabetliler arasında %6-10 kadardır.
DKA, hiperglisemi ile birlikte gelişir. Enfeksiyonlar, stres, araya giren hastalıklar, insülin yetersizliği hiperglisemi nedenidir.
Hipergliseminin yerleşmesi ve artması, vücutta ki serum ve elektrolitlerde değişikliklere neden olarak ağır dehidratasyon(vücudun sıvı kaybetmesi) tablosu oluşur. Hiperglisemi ve dehidratasyon osmotik diürezi artırır. Plazma elektrolitlerinde azalma olur(Na.K.Cl).
Diyabetik ketoasidoz önlenebilir, tedaviye yeterli yanıt veren bir durumdur. Ancak, hastaların her zaman kötü prognoz hatta ölüm potansiyeli taşıması nedeniyle tedavi erken ve hızlı bir şekilde yapılmalıdır.
İnsülin verilmesi dehidrasyon ve elektrolit kaybının yerine konması tedavinin temelini oluşturur.
Diyabet Hemşiresi Ümran SEVER
Commenti